İnsan kişiliğinin oluşumunda çok çeşitli faktörler rol oynuyor. Benim için de öyle oldu. Yetiştiğim aile ortamından, büyüdüğüm çevreden, gençliğimdeki siyasi ortamdan farklı şekillerde etkilendim. Tüm bunların yanında beni en fazla şekillendiren ve hayat yolculuğundaki yönümü belirleyen ise işim oldu. Hangi sektörde ve makamda olursam olayım, mesleğimle ilgili sorulara “Bankacıyım.” diye cevap verdim. Bunun sebebi iş hayatına bankacı olarak başlamam ve dünyayı o pencereden algılayıp yorumlamamdı. Bu meslek bana farklı kapılar açarak istediğim gibi bir hayat sürmemi sağlamanın yanında, yaşadığım ülkeye nasıl bakmam gerektiğini de öğretti. Bu yüzden ilerleyen sayfalar boyunca bir bankacının dilinden mesleği ne olursa olsun herkesin bilmesi gerektiğine inandıklarını okuyacaksınız.Kimi zaman tarihe, kimi zaman yakın geçmişe, kimi zaman da bugüne değinerek anlatacaklarımın ortak bir amacı var. Bu amaç, profesyonel kariyerim boyunca gücüne hayranlık duyduğum, gerek kurumlara gerekse ülkeye yaptığı katkılara tanık olduğum, yöneticiliğin her aşamasında vazgeçilmezliğine inandığım, tek kelimeyle dönüşüm olarak ifadesini bulan kavramın yüceliğine inandırmak.2017-2019 yıllarındaki küresel ve ulusal gelişmeleri izleyipdeğerlendirirken sıkça iş insanlarını ve yöneticileri uyarma, geçmişte yapılan hataların yinelenmemesi için haykırma ihtiyacı duydum. 2019’un ikinci yarısında kaleme alınan bu kitap, bu ihtiyacın sonucu olarak çıktı. 1974’den beri farklı sektörlerde yaşadığım deneyimlerin, dünyanın bugün içinde bulunduğu durum ve Türkiye’deki girişimcilerin sıkça şikâyet ettiği belirsizlik atmosferine ışık tutacağına inanıyorum. Aslında büyük bir belirsizlik olmadığını düşünüyorum. Çünkü gözlerim önümdeki dağın ardını görüyor, aklım da başa gelecekleri sezmeye yetiyor. Bu denemeyi, başına gelecekleri sezen her canlının vereceği ilk tepkiyi hatırlamaya davet olarak görün.ACLAN ACAR